- yaşça büyük
- adj. elder, senior
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
KASVERE — Yaşça büyük olmak. * şecaatli, kuvvetli. * Aslan. * Bir nebat ismi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağabey — is. 1) Büyük erkek kardeş, aka Ağabeyi ile fısıl fısıl konuştular, birlikte sevindiler. R. H. Karay 2) ünl. Saygı ve sevgi göstermek üzere yaşça büyük olan erkeklere söylenen bir seslenme sözü Geçmiş olsun ağabey, ne oldu sana böyle? O. C.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kebir — sf., esk., Ar. kebīr 1) Büyük, ulu 2) Yaşça büyük, yaşlı Birleşik Sözler defterikebir devrikebir sefirikebir … Çağatay Osmanlı Sözlük
kocaman — sf. 1) Çok iri, büyük, koca Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 2) Yaşça büyük olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
içgermek — içeriye koymak; suçlarını söylemek, koğlamak I, 227 yaşça büyük olan erkek kardeş; kocanınyaşça büyük erkek kardeşL I, 87; III, 7 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İMTİNA-İ HAKİKİ — Bir şeyin mümkün olmamasının aklen zaruri olması. (Meselâ: Bir kimse kendinden yaş bakımından büyük olan başka bir kimse hakkında: Bu benim oğlumdur diye iddia etse, dâvâsı dinlenmez. Çünkü, kendinden yaşça büyük bir adamın, kendisinin neslen… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KART — Tazeliği geçmiş, katılaşmış. * Gençliği geçmiş, geçkin, yaşça büyük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük